Ben bir okul öncesi öğretmeniyim; her sabah okula arabamla gidiyorum. Çevremde birçok okul var, okula arabalarıyla bırakılan çocuklar ve ebeveynlerinin koşuşturmasını izliyorum. O kadar hızlı ve çevikler ki birçoğu yerel atletlere taş çıkartır. Hele birde ana sınıfı çocuğuysa iş daha da bir çevikliğe dönüşmekte. Arabanın kapısı hızla açılır, koltuktan çocuk hızla kucaklanır, sınıfın kapısına tek hareketle bırakılır, yanaklara iki öpücük (benim çocukların çoğu yanaklarında ruj lekesiyle girer sınıfa 🙂 ) ve işe doğru hızlı bir koşturmaca başlar.
Her şey buraya kadar çok güzel gözükse de, arka koltukta okula doğru yol alan çocuğumuzun eline tablet veya cep telefonu tutuşturmak yerine aslında çocuğumuzla geçirebilecek zamanı okula giderken en azından birkaç dakika telafi edebiliriz diye düşünüyorum.
Çocuğunuzla bir sokak arkada arabanızı park eder ve okula ellerinden tutarak kısa bir yürüyüş yaptığınız da yol boyunca konuşabileceklerinizi düşünün. Kim bilir size hangi düşüncelerini veya o gece gördüğü rüyayı sizinle unutmadan paylaşacak, hem siz çocuğunuzla vakit geçirmenin verdiği pozitif rahatlığı hem de çocuğunuz sizin kendisiyle ilgilenmenizin dayanılmaz ferahlığını yaşayacaktır.
Yapılan araştırmalar kendileriyle sohbet edilen ve düşüncelerini açıklamalarına izin verilen çocukların sosyal becerilerinin daha hızlı geliştiğini göstermektedir. Finlandiya da okullara servisle gitmek yasaktır; çocuklar ana okullarına kendi bisikletleri veya yaya olarak ebeveynleriyle gidiyorlar. Bu bir rastlantı veya gelenek olmaktan ziyade pedogojik bir görevdir onlar için.
Küçükken köyde babamla tarlada gezmeye çıkardık ağaçlar ve çiftçilikle ilgili hassas noktaları anlatırdı babam ve benim söylediklerime kulak verir anlamsız da olsa dinlerdi. Sabırla başını sallar, sözlerimi küçük cümleler ile desteklemeyi de ihmal etmezdi; o an konuştuklarımız hala aklımın bir köşesinde kullanılmayı bekliyor.
Steve Jobs birçok iş ortağını yürüyüşe çıkarır ve hassas konularda onları ikna etmeyi başarırdı. Bilmemiz gereken odur ki yürümek ve çocuğunuzla bu arada sohbet etmek hem size işte hem de çocuğunuza okulda iyi gelecektir.
Ben işe paten kaymayı öğrenip patenle gelmeyi düşünüyorum. Belki siz de arabanın bagajına bir çift paten veya Scooter atıp bu yürüyüşü biraz daha eğlenceli hale getirebilirsiniz. Eğer ben anne veya babamla anaokuluna veya ilkokula patenle gitseydim bu benim için harika bir anı olurdu diye düşünüyorum, ne dersiniz ?
Unutmayalım “ En iyi muhabbetin sahibi çocuklardır, çünkü noktasına kadar yalansız dır cümleleri.”
İzzet GÜLDOĞAN
Okulöncesi Eğitim Öğretmeni
Geçen sene 1.sınıfa giden kızımı okula getirip götürme fırsatım vardı. Ve gidiş-gelişlerimiz tamamen keyif dolu idi. Çünkü öğretmenim, aynen sizin dediğiniz gibi konuşmak için vaktimiz vardı. Birbirimize dokunmak için zorunlu bir zamandı.
Neler konuşmazdık ki; günün özeti, zihinden yarışmalar, hikaye uydurma-tamamlama, bilmece uydurmaca… Hem iletişim kuruyor hem zihnimizi çalıştırıyorduk.
Teşekkürler yazınız için.